Çarşamba, Nisan 12, 2006

İNSANLIĞIN KURTARICISI



İçerisinde yaşadığımız bu küçük dünyaya gelen her canlı, elbet bir gün göçüp gidecektir. Önemli olan nasıl öldüğümüz değil, nasıl yaşadığımız ve nasıl anıldığımızdır. Bu dünyada insanlara faydamız dokunsun ki onlar da bizi iyi bir şekilde ansınlar. Unutmayalım ki şu yalan dünyada tek gerçek vardır; o da sevgi.
Sevgi bir insanın başka birine duyduğu en yüce histir. Eğer insanın içinde bir miktar sevgi bulunursa, o insan mutlu, merhametli, mert ve iyi kalplidir. Sevgi, insanın kalbini yumuşatır. İnsanlara karşı sevgisi bulunan kişi, aynı zamanda da topluma ve kendine yararlı insandır. Çünkü toplumu, milleti bir arada tutabilecek en güçlü bağ, sevgidir. İnsanlar arasında sevgi bulunursa, o dünya, yaşanılabilecek, mutlu bir dünyadır. Çünkü o dünyada yalan, ihanet, hırsızlık ve cinayet yoktur. İnsanlar birbirini gözetip sayarlar. Aralarında hoşgörü ve anlayış bulunur. Binlerce insanın ölümüne, sakat kalmasına, ruhi anlamda çökmesine yol açan korkunç ve vahşi savaşlar yoktur. Bilim adamları silah yapmak için değil, aşı üretmek amacıyla çalışırlar. Dünyadaki herkes, sadece kendisi için değil, aynı zamanda insanlık için de çalışırlar.
Şimdi bütün bunları bir kenara bırakıp, bir de sevgisiz bir dünyayı düşünelim. Sevgisiz bir dünyada hoşgörü ve barışın adı bile duyulmaz. Tek hakim düşünce vardır: o da savaş ve kötülük. Sevgisiz bir dünyada insanlar mutsuzdur. Herkes birbirin ezip, soyup kandırmayı amaçlar. Milletlerin tek gayesi vardır, o da diğer milletleri sömürmek. Bu dünyada savaş vardır. İnsanlar, milletler birbirlerini sırf para uğruna boğazlarlar. Bütün değerler ve saygı unutulmuştur. Kötülük herkesi esareti altına almış, hoşgörüye ve sevgiye inanan insanlar enayi olarak kabul ediliyor. Bu dünya, bizim dünyamıza benziyor mu? Her gün televizyonu açtığımızda, aynı türden haberlerle karşılaşmıyor muyuz? Kim bilir ben bu satırları yazarken, Irak’ta kaç kişi kurşunlandı? Somali’de kaç kişi açlıktan öldü? Bizim sokaklarımızda kaç kişinin çantası çalındı?
Ama ben, dünyamızsın bu kötü gidişatına rağmen ümidimi kaybetmiş değilim. Çünkü eminim ki hepimizin kalbinde sevgi tohumları var ve onlar yeşermek için doğru zamanı bekliyorlar. En sonunda yine iyilik ve sevgi kazanacak ve yeryüzündeki bu kötülüğü temizleyecek. Bu günlerin gelmesini sağlamak çok kolay ve zahmetsiz. Sadece insanları sevmek ve kendimiz için istediklerimizi başkaları için de istemek yeterli. Unutmayalım; bu dünya hepimizin yaşayacağı kadar büyük, ama savaşılmayacak kadar küçük.
Sevmekten asla ümidimizi kesmeyelim.

EMRE AŞIK

Hiç yorum yok: