Çarşamba, Nisan 12, 2006

UÇUK MAVİLERDE SARI OLAN MUTLULUĞUN ANAHTARI





Hayat birbirine düğümlerle bağlanmış pek çok şeyden meydana gelmiştir. Bunlardan bazıları hoşgörü, sevgi ve evrenselliktir. Hoşgörü; bir insanı yaptığı hatalarla bile kabul etmek, hoş görmektir. Sevgi; hoşgörüyle bezenmiş, sıcacık duygular bütünüdür. Evrensellik ise bu duyguları tüm dünya insanlarının kalbinde barındırmayı hedefleyen bir bağdır sanki. Hoşgörü, sevgi, evrensellik; dünyaya öyle bir kök salmıştır ki bunlar insanlarda var olduğu zaman, mutluluğun anahtarına; yoksa, mutsuzluğun, umutsuzluğun kara pençelerine dönüşür.
Asıl önemli olan; insanların, uçuk mavilerde saklı olan bu duyguları keşfetmesidir. İnsanlar bu duyguları kolayca keşfetmek yerine, zor ve kötü olanın, yani bu duyguları umursamamanın peşine takılıyorlar. Sonra da pişman oluyorlar ve umutsuzluğun zincirlerini kırıp, güzel duygulara yöneliyorlar. Onlar biliyorlar ki zincirlerini kolayca kırabilmelerinin nedeni, kendilerini her zaman hoşgörü ve sevgiyle karşılayan insanların var olmasıdır. İnsanı sarıp sarmalayan o sıcak ilginin, onlara kapılarını ve gönüllerini açan insanların farkına varırlar. İşte o zaman hoşgörünün ve sevginin değerini daha iyi anlarlar. İnsanoğlu bu değerlerin farkına vardıkça, evrensellik bağına sıkı ilmikler atmış olur.
Her insan çeşitli ağaçların karmaşıklaştırdığı ormanın içindeki yüksek otları yara yara patikasını bulmaya çalıştıkça; emin olun ki bu patikanın sonunda, onları hoşgörü ve sevgiyle bekleyen insanlarla karşılaşacaktır.
Ve patikasını zor da olsa bulan kişi; mutluluğun anahtarını avuçlarının ve gönlünün içinde hissedecektir.

TUGÇE UZUN

Hiç yorum yok: