Cumartesi, Mart 12, 2011

MEHMET ÇAVUŞ

Ben size her şeyi baştan anlatayım.
Benim adım Mehmet Çavuş. Çavuş lakabını savaşta aldım.
Neyse?
Ben Muğla-Köyceğiz ilçesinin Sultaniye köyünde oturuyordum. Burada doğdum. Burada büyüdüm ve evlendim. Eşimin adı Hatice'ydi. Bir iki yılımız çok iyi geçti. Sonra savaş başladı. Çok tedirgindik ama bu arada da dört çocuğumuz oldu. İkisi kız, ikisi oğlandı. En küçüğü Mustafa'mdı.
Mustafa daha kucaktayken seferberlik emri geldi ve bizi askere aldılar. Hanımımla dört çocuğumu köyde bıraktım, vatan için çalışmaya gittim.
Savaş çok çetin geçiyordu. Bölüğümü bana bağladılar. Bölüğümdekilerle birlikte dört yüz kadar düşman askeri öldürdük. Heybetli bir adamdım. Yakalayabildiğim düşmanın kolunu ya da bacağını ellerimle kırabiliyordum. Ama sadece cephede ölen veya yaralananlar, hep düşman askeri değildi. Bedenimde dokuz kurşun yarası var. İkisi vücudu patlatıp çıktıysa da, yedisi bedenimde kaldı. Hâlâ o kurşunlarla yaşıyorum.
Bir gün Güney cephesinde savaş bitti, bizi Çanakkale'ye gönderdiler. Bizim köyün dağlarından geçiyorduk. Bizim evin üstündeki dağdan geçerken bölüğü durdurdum, koşarak evime girdim. Hatice'm yerde yatıyordu. Çocuklarım her şeyden habersiz, oyun oynuyorlardı. Hatice'm ölmüştü. O an yıkıldım. Vaktim yoktu. Köyün ebesine koştum, gördüklerimi söyledim. O eve geldi. Durmadım Çanakkale'ye doğru yürüdük.
Sonra duydum ki Hatice'yi iki üç kadın toplanıp gömmüşler. Onun ardından Mustafa'm da ölmüş.
Bu acıların hepsini yaşadım ben... Karımın ardından ölen oğlum ve bedenimde yedi kurşun...
Bu acılara dayandığım için şaşırmışlar ve arkamdan türküler bile yakmışlar.
Karım ve Mustafa'm öldükten sonra, arası çok geçmeden diğer oğlum da ölmüş. Geriye kala kala iki kızım kalmış. Kızlarım da aç. Dağdan armut toplayıp buğdayla karıştırmışlar, onu yemişler.
Savaş sona erince köyüme döndüm. Bütün bu olup bitenleri öğrendim. O ölümler beni yıktı. Savaşın etkisi de üstümden hiç gitmedi.
Kızlarımı aldım, Milas'a gittim. Orada duramadım. Ölürsem köyümde öleyim dedim ve bir kızımı orada bırakarak köyüme döndüm. Madalyonumu hiç yakamdan çıkarmadım. Sepet yapıp, sattım. Sonra öbür kızımı da yanıma aldım.
Hayatım acılarla geçti ama vatanı kurtardığımız için çok gururluyum.
Beni görmek isterseniz, Sultaniye mezarlığındayım. Haa, Çanakkale'ye de anıtımızı dikmişlerdir. Bunu bilemem. Köydeki evim duruyor.
İşte benim hayatım bu!

Hüseyin KÖRPE
614 / 9-E
Söke Hilmi Fırat Anadolu Lisesi


Hiç yorum yok: