Cumartesi, Mart 12, 2011

21. YÜZYILDA DA TOPLUMUN MİMARIYIZ

Bilginin verdiği güçten mahrum toplumlar, çorak topraklar gibidir. O toplumda hiçbir düşünce ve soylu fikir yetişmez. Maddî gıdadan yoksun insan güçsüz; bilgiden uzak insan ışıksızdır. En büyük servet, en büyük sermaye, en büyük rütbe bilgidir. Tarihte çağı doğru okuyan atalarımız, bilgiye ve ilim zihniyetine hiçbir zaman mesafeli durmamışlardır.
Bu yüzden toplumun büyük geleceği, kısacası bilgi toplumu öğretmenin zihin dokusunda şekillenecektir.
Öğretmen, öğrettiği ve gösterdiği her şeyi bir sunu halinde içinde duyan, hazmeden safi süt haline getirip de takdim edendir. Yemesinde, içmesinde ve bütün hayat fonksiyonlarını yerine getirme esnasında bile kovandan ayrılıp da tekrar kovana dönme telaş ve gayretindeki arı titizliği içinde zihnen bile öğrenme arayışından kopmayandır öğretmen. 21. yüzyılda da; öfkesinde, neşesinde, gamında, tasasında öğrencileri merkez kabul edip ona göre çizeceği dairenin değerini hesaplayan kişi olmalıdır öğretmen.
21. yüzyılda da sevgi elçileriyiz. Sınıfta yaşama sevinci, toplumda huzur, ülkede barış ve demokratlığın simgesi olacağız. Her şifa bulan hastada bizden bir iz olacaktır. Her yeni buluşun mucidi eserimizdir. Her kazınılan zafer taçlanıp, her barışla gül mevsimini özleyeceğiz.
Ve 21. yüzyılda da kalemi kılıçtan üstün kılacağız. Düşüncelerde sevgi çiçekleri açtıran, farklılıkları hoş gören, demokrasiyi bir terbiye olarak bilen fikri hür, vicdanı hür nesiller yetiştireceğiz.
21. yüzyılda da bir ayağımız kendi millî köklerimizde, diğer ayağımız dünyada, bir pergel misali dönen, yabancılaşmadan çağdaşlaşan, kökten kopmadan çağa ulaşan insan tipini kurmaya çalışacağız. Tüten bacada, yükselen fabrikada, çözülen formülde olacağız. Yine fabrika bizimle çalışacak, toprak bizimle yeşerecek ve istikbal bizimle aydınlanacak.
Türk insanı için; Yunus'ta gönül, Karacaoğlan'da sevda, Hacı Bektaş Veli'de sabır, Mevlâna'da hoşgörü, Akif'te yürek, Köroğlu'nda mertlik ve Aşık Veysel'de tüm Anadolu olacağız.
21. yüzyılda da toplumun mimarı olacağız. Ama o mimar, Sinan düzeyinde değilse boşuna Selimiye'ler beklemeyelim. Unutmayalım; yüksek sanat eserleri mükemmel ustaların elinden çıkar.

Havva TÜRE
Söke Hilmi Fırat Anadolu Lisesi



Hiç yorum yok: