Salı, Mayıs 12, 2009

ANADOLU LİSESİ VE ETKİNLİKLERİ

ANADOLU LİSESİ VE ETKİNLİKLERİ
Halil ÖZŞARLAK


Her Mayıs ayı bende anlatılması güç duygular yaratır. Tabiatın yeniden canlanması, güneşin yakıcılığı, insanların geçmiş aylardan daha güleç olmaları mayısı daha da güzelleştirir. Okullar bu ayın sonunda kapanmak için hazırlık yaparken öğrenciler başka bir heyecanın içinde olurlar. Geçmek, kalmak, bütünleme gibi sözcükler bu günlerde sıkça konuşulur. Bizlerin döneminde "İkmal" diye bir sözcük de vardı. Yani geçmekle kalmak arasında bir şey... Bu gün öğrenciler ikmale yani bütünlemeye kalıyorlar mı? Bilemiyorum. Sorumlu kalan öğrenci yaz boyu ikmale kaldığı derslere hazırlanır, eylül ayında imtihana girerdi. Bir koca yaz dönemi ikmale kalan öğrenciye haram olurdu.
Derslerde başarılı olmak kadar okulun yıl sonu etkinliklerine katılmak da öğrencinin boynunun borcudur. 23 Nisan Şenliklerinden sonra 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı özellikle büyük kentlerde orta dereceli okullar arasında oldukça çekişmeli geçer. Resmi geçitler, trampetler, büyük alana yayılan spor hareketleri ve atletik gösteriler her yıl artarak çeşitlenir.
Okulların kapanmaları sırasında öğretmen ve öğrencilerin ortaklaşa düzenledikleri kültür etkinlikleri de veliler tarafından merakla beklenen ve izlenen gösterilerdir. Şiir yarışmaları, kompozisyon yarışmaları öğrencilerin yeteneklerini gösterdiği kadar mensup olduğu okula da onur kazandırır.
Bu yılın orta dereceli okullar arası kompozisyon yarışmasını Söke'de yayınını 15 yıldır başarıyla sürdüren "Yeni Söke" gazetesi organize etmişti. Sonuç Efes Sineması'nda düzenlenen bir programla değerlendirildi. Araştırmacı yazar, eğitimci Yaşar Çağbayır'ın açış konuşmasını yaptığı törende İmam Hatip Lisesi öğrencilerinin başarılı oluşu gözlendi. Ayrıca Söke Hilmi Fırat Anadolu Lisesi öğrencileri de başarı ödülleri aldılar.
İlçemizin ilk göz ağrısı olan Söke Lisesi'nin geçmiş yıllardan çok farklı olarak kültür ve san'at hareketlerinde sessiz kalışı nasıl izah edilir bilemiyorum. Oysa 1960'lı yılların ortalarında bu lise yalnız ilçemizde değil Aydın ve bölgemizde her konuda ismini duyuruyor, kültür, spor ve diğer dallarda ödüller alıyordu. Söke'nin Üniversitesi'ydi adeta. Okullar arası bilgi yarışmalarında, panellerde, spor karşılaşmalarında dereceler alırdı.
Milli Eğitimin orta dereceli okullara sunduğu hizmetlerin içerisinde öğretmek kadar eğitmek de vardır. Fizik, matematik öğrenmek kadar öğrencinin fikren yetiştirilmesi, sosyal konulara yaklaşımı bu okullar ve ilgili öğretmenler sağlayacaklardır.
Mayıs ayının son günlerinde Söke Hilmi Fırat Anadolu Lisesi'nin yıl sonu etkinliğini seyrederken, bunları düşündüm. Okulun edebiyat öğretmenleri Havva Türe, Hilâl Güler, Kutlay Önal ve Cengiz Altaş, müzik öğretmeni Ayşen Pehlivan'la yaptıkları ortak bir çalışmayla ortaya çok güzel ve anlamlı bir tablo çıkardılar. Şiirlerle, türkülerle Anadolu'yu bir baştan bir başa dolaştık. Anadolu'da isim olmuş ve Türk kültürünün değerleriyle beraber olduk. Bu tabloya herkes davet edilmişti. Dadaloğlu'ndan, Köroğlu'na, Aşık Veysel'den Pir Sultan'a kadar hepsi bizimle beraberdi.
Seyrullah Vatansever'in bir şiirinde dediği gibi:

"Açın gönlünüzü Yunus da gelsin
Hacı Bektaş Veli, Pir Sultan gelsin
Veysel, Dede Korkut, Emrah da gelsin
"Gel" diyen Mevlana sen ne güzelsin.

Fatih Sultan Mehmet hünkârım gelsin
Orhan, Osman Gazi sultanım gelsin
Devrimler yaratan Atatürk gelsin
Sen yüce bayrağım sen ne güzelsin"

Bizler bu davete gitmiş, gönlümüzü ve yüreğimizi doldurarak ayrılmıştık.

Anadolu Lisesi'ni başta müdürleri olmak üzere öğretmenlerini ve öğrencilerini kutluyorum.

Hiç yorum yok: